Stres Uyumsuzluktur…
Hayatın hızlı adımları, kontrol edilemeyen duygusal dalgalanmalar yaratır, endişe gibi, sıkıntı gibi, saldırganlık, depresyon vs. gibi.
Can’a göre stres, insanların etkili bir şekilde başa çıkamayacakları ve kendileri için oldukça önemli olarak algıladıkları fırsatların ya da korkuların deneyimlenmesidir. Bir diğer ifade ile stres, dışarıdan gelen isteklere verilen karşılıklardaki duygusal ya da psikolojik tepkilerin ve bunlarla ilgili düşüncelerin oluşturduğu karmaşık bir süreçtir.
Tüm bunlarla birlikte yaşamak, hareket etmek, eyleme geçebilmek için uygun düzeyde stres gereklidir de. Çoğu zaman zihin ve duygular güdüleyici unsur olarak stresi kullanır. Zira stres, koruyucu bir tepkidir, uyarıcı etki yapar ve zor durumlarla başa çıkmamıza yardımcı olur. Ancak, stresin kullanılamayacak düzeyde aşırı birikimi zarar doğurucudur.
Dünya sağlık örgütünün tanımına göre sağlık, fiziksel, duygusal, sosyal ve ruhsal seviyelerde tam bir iyilik halidir.
Bu perspektiften bakıldığında stres, genel dengenin bozulduğu ve yeniden uyum içine getirilmesi gereğinin işareti olarak değerlendirilebilir. Bedende fiziksel ağrı ve hastalıklar şeklinde, zihinde ise yorgunluk, kaygı, endişe, basit konularda dahi karar verme güçlüğü, değersizlik, yetersizlik, güvensizlik ve terkedilmişlik duyguları vb. şekillerde kendini gösterir.
Günlük yaşantımıza pek çok alanda dokunan stres olgusu ile başa çıkmak onu yaratan ve besleyen ve geliştiren öğelerin farkındalığının kazanılması ile olası hale gelir ve bunun sonucu izlenen stratejiler ile güçlenir. Stres yönetiminin temeli, budur.
Bu eğitimin amacı katılımcıların bireysel yaşamlarında var olan stres kaynaklarını doğru olarak belirleyebilmeleri ve süreç boyunca bireysel dengenin sürdürülebilirliği mümkün kılan stratejilerin neler olabileceğinin farkındalığını kazandırmaktır.
Eğitim içeriğinde sunulan teorik ve yaratıcı drama temelli çalışmalarla katılımcılarda;
• Yaşam kalitesinde artış,
• Yeni yaşam hedefleri belirleyebilme ve hedefleri ulaşabilir kılma becerilerini temellendiren bakış açısının yaratılması,
• Engelleyici stres sonucu oluşan performans düşüklüğü, kaygı ve korku yaşantılarının çözülmesine yönelik stratejilerin kazanılması,
• Stresi bireysel ilerleme için itici güç olarak kullanma ve yararlı bir heyecana dönüştürme becerisinin edinilmesi,
• Stres türleri, stres yaratan unsurlar ve bunların beden, zihin, ruh bütünlüğü üzerindeki etkilerinin bilinir olması,
• Stres altındaki insan davranışları ve sonuçlarının yorumlanabilirliği,
• Stresle başa çıkma becerilerinin kalıcı deneyimlere dönüştürülmesi,
• Takım ve grup çalışmalarında “biz” ruhu oluşturma, çatışmalara çözüm bulma ve yeni bakış açılarının oluşturulması,
• Stresin iş performansı, verimlilik ve organizasyonel başarı üzerindeki sonuçlarının açıklığa kavuşturulması,
• Yaşam tarzından kaynaklanan alışkanlıkların stresle bağlantısının kurulması,
hedeflenmektedir.
.[/cro_accordionitem
[cro_accordionitem title="
Yakınlık, Çekicilik, Aşk ve Bağlanma Stilleri" item="" ]
Gerçek aşk sessizce gelir…” Eric Segal
Bir ilişkide; iletişim, etkileşim, kişisel bakış, bütünleşme ve sevgi esastır.
“Herkes aynı şekilde aşık olur, ama hiç kimse aynı sebepten ötürü aşık olmaz. Burada evrensel değer olarak belirlenebilecek tek bir unsur dahi yoktur.” José Ortega y Gasset
Sizce bir aşık olarak hangisi önemli?…
• Güzellik ve Seksüalite
• Eğlence ve Heyecan
• Barış ve Ağırdan Alma
• Pratiklik ve Gelenek
• Sevinç ve Hüzün
• Şefkat ve Kendinden Verme
“Eğer bir kez sevmiş, sevilmişseniz, ya da sevmeyi arzulamışsanız, hüsrana uğratıcı bir durumla da yüzleşmişsinizdir. ‘Seni Seviyorum’ cümlesi ile farklı insanlar farklı şeyleri düşünmektedirler.”
John Alan Lee
Kişilerarası ilişkilerde en sık rastlanılan zorluk bir soru yöneltildiğinde, net ve katıksız doğru olma yönündeki gereksinim ile iletişimin hedefine ulaşmayı sağlayacak etkin tavrı sergilemeye dönük yoğun arzu arasında bir gerilim meydana geldiğinde ortaya çıkar.
Romantik bir eş sorar: Beni seviyor musun?
Aradığınız şey, Güven, Duygusal Destek ve İlgilerin Paylaşımı ise…
NE YAPACAKSINIZ?….
Düşünceler…
Sevdiğimi söylemeliyim, yoksa kırılır… Gerçekten seviyor muyum?..
Bağlanmak istemiyorum, fakat bu ilişkiyi sonlandırmak isteğinde de değilim.
Bir bağlantıya girmek için ilişkinin daha fazla ilerlemesine izin vermek istiyorum.
Kaybetmekten korkuyorum, ancak hala aklımdaki, düşlerimdeki aşk ile bu deneyim arasında fark var.. Acaba?…
Bir sevgi ilişkisi kişiyi dünyanın nasıl görülebileceğine dair yepyeni fikir ve yollarla tanıştırır. Kadınlar ve erkekler tercih ettikleri sevgi ile de farklılaşırlar.
Yakınlık
Yakınlık, kişinin kendisini bir diğerinin önünde açığa vurmasını; gerçek duygu, düşünce ve inanışlarını ortaya koyabilmesini, tüm kırılganlığı ve incinmişliği içerisinde kendisini korkusuz ve savunmasızca gösterebilmesini ifade eder. İçtenliğin, masumiyetin, güvenin, sevginin açıklanmasına izin verir.
İlişkilerinizde yakınlığa doğru uzanırken hangi çekirdek inançlar yöneliminizi şekillendiriyor?…
İnsanlara yakınlaşmak gerçekten tehlikeli mi?..
Yakınlaşmak incinebilirliği mutlaka getiriyor mu? Bir diğerine yakınlaşmada dikkate alınması gereken en önemli unsur incinme olasılığı mı?
Kadınlar / erkekler kendini açabilecek güvenilirlik özelliğini taşıyorlar mı?
Çekicilik
Bir bireyin diğeri ile bir arada olmayı seçme eğilimi…
Birbirleri ile coşku dolu, keyifli, hoşnutluk içeren hatta bazen sıkıntılı ya da zorlayıcı deneyimler geçiren kişilerin birbirlerine sıklıkla çekildikleri görülür…
Çekildiğiniz kişiler hangileri?… Sizi çekici kılan yönleriniz neler?… Fiziksel ya da zihinsel ya da duygusal… Birini yaşantınıza almayı başlatan o hassasiyet kendini nasıl duyumsatıyor?…
Aşk
Aşk, kimi zaman “Sonsuz gizem”, “Duyguların derin boyutu” “İnsan varoluşunun gerçeği”, “Bir diğerinin varlığında erime”, “Ancak yaşandığında fark edilebilir kökten değişim ve dönüşüm” olarak değerlendirilmekte…
Sizce AŞK hangisi?….
Bağlanma Stilleri
İnsanların kendileri için önemli olan diğerleri ile güçlü duygusal bağlar kurma eğiliminin nedenlerini açıklayan Bağlanma Kuramı yaklaşımına göre, aşk yaşantısı, güvenlik duygusu sağlayan yetişkin bir eşle yaşanan duygusal bir bağ olup, bebeklik döneminde ebeveynler ile kurulan ilişkiler ile yetişkinlik sürecinde deneyimlenen romantik ilişkiler çeşitli açılardan benzerlikler göstermektedir.
Farklı bağlanma stillerine sahip bireylerin ikili ilişkiler ve aile yaşantısı etkileşimleri içinde ne tür bir davranış örüntüsü sergilediklerine dair bir içgörü kazanmak ve bu bakışla yöneldiğiniz kişisel tarihinizde kendini tekrar eden deneyimlere yeni bir anlayış geliştirmek elinizde..
TEORİ VE YAŞANTISAL ÖĞRENMENİN BİRBİRİNİN İÇİNDE HARMANLADIĞI “YAKINLIK, ÇEKİCİLİK, AŞK VE BAĞLANMA STİLLERİ FARKINDALIK ATÖLYESİ” İLE İLİŞKİLERİNİZE YENİDEN YEPYENİ BİR GÖZLE BAKABİLMEK, KENDİNİZDEN YEPYENİ BİR SİZ YARATABİLMEK İSTER MİSİNİZ?…
.